10/27/2011

PASAKLI TANRIÇA


Samantha, Londra'da çalışan bir üst düzey avukattır. Günün her saati iş başında, ev hayatı yok, tek düşündüğü şirkete ortak olabilmektir. Bir gün, şirkette çok büyük bir hata yapar ve işten kovulur.çıkar.
''
Samantha, Londra'daki ofisinden çıkar, bir trene binip hiç bilmediği bir yere gider.Ağrı kesici istemek için , güzel bir evin kapısını çalınca iş görüşmesine geldiği zannedilir ve o evde hizmetçi olarak çalışmaya başlar. Ancak Samantha, ev işlerinden hiç anlamamaktadır. Samantha çamaşır makinesiyle, ütü masasıyla , deterjanlarla müthiş bir savaş verir ve hayatını düzene sokmaya çalışır. Kendi kararlarında çok tereddüt etmesine rağmen hayatını belli bir düzene sokar ve hayatın 6 dakikalardan oluşmadıgını anlar.Samantha bir süre bu hatayı kendisi bilerek yapmamış kendisine oyun oynanmış olduğunu anlar..Samantha bunu anlayınca haksızlığını kanıtlamak amacıyla Carter Spink'e gider ve haklı çıkar. Carter Spink yöneticileri Samanthaya ortaklık teklif ederler ama Samantha hayatından memnundur ve yoğun tempoya dönmek istemez.''
Lütfen ama lütfen bu kitabı okuyun.Hatta okumayan kalmasın.Gerçekten de okurken gülebileceğiniz,eğlenebileceğiniz bir kitap.Samantha'nın şapşallıkları cesareti aşkı tanıması çok iyidi ya.ben böle her kitap almaya gittiğimde ahahhaah bu kitabın etrafında dönüyorum ve eğer ki yakınlarda biri varsa muhakkak tanımadığım halde hemen sohpet yaratıp tavsiye ediyorum.hatta bu şekilde 3 başarım var.Hatta ve hatta arkadış T.bana birgün bir kızla tanıştığını ve benim gibi kitap kurdu olduğunu söyledi.Ve bana tavsiyede bulunmamı istedi.ahahahhahaah ve ben tabiki de PASAKLI TANRIÇA dedim.T.kitabı bulmak için şehrin bir ucundan bir ucuna dolanmış ve bulmuş ve kitapçı çıkışında arabasının sileceğinin altında park cezası:)))Sonra beni aradı bana bak kızım eğerki benim kız bunu bi beğenmesin haşlarım seni dedi.Sonuç:MÜKEMMEL.Kız bayılmış.O günden sonra T. beni arar ve okuduğum kitapları ister benim bilmediğim bir fan grubum varmış.Yarın da benim için PASAKLI TANRIÇA = EŞ DEĞER olan kitabı paylaşacağım

10/26/2011

KIRMIZI-yeşil,mavi-TURUNCU


Dün doğunun cadısı DOROTHY'dim.Kırmızı rugan papuçlarımla masal kahramanı gibiydim.keşke topuklarımı da birbirine 3 kez vurduğumda dileğim de olabilseydi:) O kadar da değil dimi.
Aslında kırmızı ruj sürdüğümde de kendimi GWEN STEFANİ gibi hissetsem (O benim kırmızı rujlu kadınım)Bide bizim kızlarla burdaki volvo iş makinasına binip bir hollaback girl patlatsak uffff ne güzel olurdu.Ben dudağımda kıpkırmızı rujum elim havada B-A-N-A-N-A-S diye şarkımı söylesem.
Ahahahahha çok alakasız olacak ama bundan tam 8 yıl önce İstanbul'a gitmiştim.Oradan da birkaç günlüğüne Edirne'ye ben bildiğiniz esmer bir kızım ama o Edirne çarşısında yemin ediyorum gezdiğim 1 saat sonrasında kendimi sarışın ve yeşil gözlü zannetmeye başladım.Herkes mi sarışın mavi ya da yeşil gözlü olabilir Allahım.Böyle bende bir güven bir yürüyüş ahahaha ne alakaysa çok hoştum taki vitrin camlarıyla karşılaşana kadar ama problem değildi en fazla 5 dakika sonra tekrar tekrar aynı görüntüye bürünüyordum.
Turuncu evet turuncu bu kadar enerjik,hareketli oynak bir renk olamaz.Her rengin bir ağırlığı var gözümde ama o turuncu hiçmi ağır olmaz hafif meşrep , fingirdek.İnsan onu görünce yani en azından ben onu görünce coşuyorum aynı turuncu oluyorum:)Hatta Sertap Erenerin Uzanmışım kumsala şarkısında,klibi izlerken hep aklıma turuncu geliyor adı da turuncu olmalıydı...